- bağlayarak
- adv. conjunctively* * *1. taping (prep.) 2. binding (prep.) 3. bonding (prep.) 4. coupling (prep.) 5. attaching (prep.) 6. fastening (prep.) 7. engaging (prep.) 8. strapping (prep.) 9. tackling (prep.)
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
bağ doku — is., bit. b., fizy. Hücre sayısı az, hücre arası maddesi çok ve genellikle diğer dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku … Çağatay Osmanlı Sözlük
duşak — is., ğı, hlk. Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fıkra — is., ed., Ar. fiḳra 1) Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir. B. Felek 2) ed. Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
legato — zf., müz., İt. legato Bir parçanın notalarını ara vermeden birbirine bağlayarak (söylemek veya çalmak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı sıkıya — zf. 1) Çok sıkı olarak, sımsıkı Bekçiyi sıkı sıkıya bağlayarak ötede hendeğin içine bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) İyice Biçimler sonsuz ve ölümsüzdür ama maddeye sıkı sıkıya bağlıdırlar. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
telekonferans — is., Fr. téléconférence Telefon ile uzak merkezlerden konuşmacıları konferans yerine bağlayarak gerçekleştirilen konferans … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüp geçit — is., di 1) Nehirlerin, kanalların iki yakasını su altından bağlayarak ulaşımı sağlayan yol 2) Büyük caddelerde yayaların karşıdan karşıya geçişini kolaylaştırmak amacıyla yolu üstten birbirine bağlayan kapalı yaya geçidi … Çağatay Osmanlı Sözlük
falakaya çekmek (veya yatırmak veya vurmak veya yıkmak) — falakaya bağlayarak dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak) — kanuna göre aylık bağlayarak bir görevliyi görevinden ayırmak Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedeğe almak (veya takmak) — 1) bağlayarak ardından çekip götürmek Sonra otomobili yedeğe takıp götürdüler. R. H. Karay 2) destek verip yanında yürümek, yürümesine ve hareketine yardımcı olmak Bunlardan yürümeye mecali olmayan bazılarını erkekler iki taraflarından kollarına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAKŞ-BEND — f. Kumaşların nakışlarını bağlayarak ipek tellerle tezgâhı hazırlayan. Nakış işleyen. * Ressam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük